Welcome to Our Website

Aydınlık gazetesi Erdoğan’ı kızdıracak: İsrail’i kurtaran Kürecik Radarı

İran’ın füze harekâtı sırasında Malatya’daki Kürecik Radar Üssü’nün İsrail’in korunmasına yardımcı olup olmadığı tartışılıyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, söz konusu iddiayı yalanlayan bir açıklama yaptı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Malatya’da yer alan Kürecik Radar Üssü, tamamen ulusal güvenliğimiz gereği kurulmuş olup NATO müttefiki ülkelerin halklarının, topraklarının ve kuvvetlerinin korunmasını amaçlamaktadır. Bu radar sisteminden elde edilen bilgiler, NATO’nun mevcut prosedürleri çerçevesinde müttefiklerle ittifakın savunmasına yönelik paylaşılmakta ve kullanılmaktadır. Radar bilgilerinin İsrail gibi NATO müttefiki olmayan ülkelerle paylaşımı söz konusu değildir.” denildi.

AYDINLIK GAZETESİ KARŞI İDDİALARI MANŞET YAPTI

Aydınlık gazetesi, bugün manşetinden yayınladığı bir haberde İran’ın saldırısında Kürecik Radar Üssü’nün kullanıldığı iddiasına kanıtlar sundu. Gazete, haberine ‘AK Parti bu sorumluluktan kaçamaz’ başlığını attı.

Gazetede yer alan haber ise şöyle:

İran’ın İsrail’e yönelik füze harekâtında NATO görevindeki destroyerlerin rol alması, aynı NATO görevinin bir parçası olan Kürecik Radarı’nın da aktif olduğunun en önemli kanıtı…

İran’ın İsrail’i vurduğu 13 Nisan 2024 gecesi Kürecik’in oynadığı rolü daha iyi anlayabilmek için, 2010 senesine gitmek gerekiyor.

SAVUNMANIN 4 UNSURU

2010 yılının Kasım ayında Lizbon’da düzenlenen NATO Zirvesi’nde üye ülkeler, balistik füze tehdidine karşı hava savunmasını bütünsel bir şekilde ele almaya karar verdiler. Bu kapsamda NATO Entegre Hava ve Füze Savunması (IAMD) çerçevesinin bir bileşeni olarak NATO Balistik Füze Savunması (NATO BMD) oluşturuldu. “Otoriter aktörler çıkarlarımıza, değerlerimize ve demokratik yaşam tarzımıza meydan okuyor.” denilen açıklamada, tehditlerin adı da koyulmuştu: İran ve Rusya.

Böylece Balistik Füze Savunması için bir dizi yatırım yapılmaya başlandı. 2012’deki Chicago Zirvesi’nde de NATO’nun Balistik Füze Savunması’nın dört ana unsuru belirlendi:

– Almanya’daki Ramstein Hava Üssü’nde komuta-kontrol merkezi

– Romanya’daki Devesulu ve Polonya’daki Redzikowo Üssü’nde füze bataryaları

– Türkiye’deki Kürecik Üssü’nde AN/TPY-2 X Bant radar sistemi

– İspanya’daki Rota Limanı’nda dört adet füzesavar destroyeri

GEMİLER NATO GÖREVİNDEYDİ

İşte Kürecik’i ele veren ayrıntı da İspanya’da görevli gemiler oldu. İran’ın İsrail’e 331 füze fırlattığı 13 Nisan gecesi, füzelerin bir kısmı USS Carney (DDG-64) ve USS Arleigh Burke (DDG-51) destroyerleri tarafından düşürüldü. Halbuki bu gemiler, NATO’nun Balistik Füze Savunması kapsamında İspanya’da görev yapıyordu. Saldırı öncesi Rota Limanı’ndan demir alan gemiler, Doğu Akdeniz’e gönderilerek hazır halde bekletildi. Hem USS Carney hem de USS Arleigh Burke, tanesi 10 milyon dolar olan SM3 füzelerini ilk kez ateşleyerek İran füzelerini düşürdü. Amerikan Denizcilik Enstitüsü, konuyla ilgili haberinde şu bilgilere yer verdi:

“USS Arleigh Burke’nin Rota’da görevlendirilmesi, Balistik Füze Savunması’na yönelik Avrupa Aşamalı Adaptif Yaklaşımı’nın bir parçası. İspanya’daki destroyerlerin yanı sıra Polonya ve Romanya’da da balistik füzeleri engellemek üzere iki Aegis Ashore bataryası bulunuyor.”

KÜRECİK’TEN RAMSTEIN’A

Söz konusu gemilerin harekete geçirilmesi, İsrail’in savunmasında NATO’nun aktif rol aldığını gösteriyor. Bu durumda aynı görevin bir parçası olan Kürecik Radar Üssü’nün de 13 Nisan gecesi aktif olduğu anlaşılıyor. Uzmanlar, İran’dan kalkan füzelerin Kürecik Radarı tarafından tespit edilerek bilginin anlık olarak Ramstein’daki komuta merkezine iletildiğini, burada kıymetlendirilen bilginin Doğu Akdeniz’deki gemilere iletilerek füzelerin düşürülmüş olabileceğini değerlendiriyor. Türkiye’nin de Kürecik Radarı’nın elde ettiği verilere erişim izni bulunurken, 13 Nisan gecesi radarın hangi bilgileri kime ilettiği konusunda ayrıntılı bir açıklama yapılmıyor.

TAHRAN DAHA ÖNCE UYARMIŞTI

Kürecik Radarı’nın İsrail’i koruduğu, daha önce Tahran tarafından da dile getirilmişti. 5 Ekim 2011 tarihinde konuyla ilgili konuşan dönemin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Türkiye’nin NATO’ya ait erken uyarı radar sistemine ev sahipliği yapma kararını sert sözlerle eleştirmişti.

Ahmedinejad, İran televizyonuna yaptığı açıklamada, radarın İran ile bir silahlı çatışmaya girilmesi durumunda İsrail’i korumayı amaçladığını kaydetmişti. İran Cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullanmıştı:

“Türk dostlarımıza yaptıklarının doğru olmadığını, bu sistemin kendi çıkarlarına olmayacağını söyledik. NATO üyesi olduğunuzun farkındayız, ama onlar sizin dostunuz değil. Amaç bir gün İsrail bize karşı askeri bir eyleme girişirse, füzelerimizin işgal ettikleri topraklara ulaşmasını engellemek.”

Ankara ise sistemin belirli bir ülkeyi hedef almadığını savunmuş; İran’ın adı tehdit olarak anılırsa, anlaşmayı bloke edeceğini kaydetmişti. Böylece NATO’nun söz konusu anlaşmasında herhangi bir ülke adı yazılmadı. Ancak daha sonraki NATO toplantılarında İran ve Rusya’nın gelişen balistik füze kabiliyetleri pek çok kez masaya yatırılarak savunma sisteminin de buna uygun olarak geliştirilmesine yönelik adımlar atılması kararlaştırıldı.

Rand Corporation’ın 2015 tarihli raporunda da NATO Balistik Füze Savunması’nın işlevi şöyle anlatıldı:

– Yeniden yapılandırılan EPAA füze savunma sistemi, makul zaman gecikmelerinin farklı koşulları altında hem mevcut hem de gelecekteki İran füzeleriyle başa çıkabilecektir.

– Simülasyonlara göre, EPAA önleme füzeleri İran’ın Tebriz kentinden çıkan ve Türkiye’deki İncirlik Hava Üssü ile İzmir Hava Üssü’nü hedef alan İran füzelerine kinematik olarak ulaşabilmektedir. Bu vakalar, Doğu Akdeniz’deki gemilerden ve Romanya’nın Deveselu kentinden kalkan önleyicilere dayanmaktadır.

– Simülasyonlara göre, EPAA önleyicileri İran’ın Tebriz kentinden çıkan ve İtalya, Almanya, Birleşik Krallık ve İspanya’daki ABD üslerini veya büyük şehirlerini hedef alan İran füzelerine kinematik olarak ulaşabilmektedir. Bu vakalar Deveselu, Romanya ve Redzikowo, Polonya’dan ve Batı Akdeniz’deki gemilerden kalkan önleyicilere dayanmaktadır.

Balistik Füze Savunma Sistemi projesinin ABD’nin ulusal savunması kapsamında tasarlanmasının tepki çekmesi ve çeşitli zafiyetler oluşturması, Barack Obama yönetiminin Eylül 2009’da “Avrupa Aşamalı Adaptif Yaklaşımı” adıyla yeni bir proje tasarlamasına neden oldu. Sistem, ulusal bir proje olmaktan çıkartılarak bir NATO projesi hâline getirildi.

Eylül 2011’de dönemin Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardione Türkiye’ye konuşlandırılacak radarların yeri konusunda bir mutabakat zaptı imzaladı. AN/TPY-2 X Bant radar, Şubat 2012’de Malatya’nın Kürecik ilçesine yerleştirildi. Obama’nın talimatı ile Kürecik’teki ABD’ye ait radar sistemi resmen NATO’nun füze savunma sistemine devredildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir